FOTOĞRAF & YORUM


İnsanlar arası iletişimde kullanılan sözcüklerin sayısı,kullanılan hangi dil olursa olsun sınırlıdır.
İletişim, görsel ile derinlik kazanacaksa,
oluşturulan imgelerin ve dolayısı ile diyalektiğin sözlüğü, sınırlı olmaktan çıkar.
İnsanlığın başlangıcından bu güne,
antik çağdaki efsanelerin söylemlerinin ve mitsel anlatımların aracı söz iken,
ortaçağda yazının kalıcılığı değer kazanmış,
günümüzde teknolojinin katkısı sonucu oluşan,
görsel kültür ve imgelerin kullanımı ile düşüncenin özgürlüğü hakim olmuştur.
Dünya artık görsellerin kuşatması altındadır.
İletileri yazılı dile dökmeden önce imgeler,
insana iletişim kurmada yardımcı olduğu günlerden bu güne,
toplumsal iletişimde, işitmeye ve görmeye dayalı görsel kültür yerleşmiştir.
İmgeler insanlara birebir dünyayı değil,
çok daha fazlasını,
yani düşünsel olarak yeniden sunumu yaratır.
Çünkü;
İnsan bilincinin ürünü olarak,
görme ve gözlemlemeye dayanarak,
bilinen ve algılamaya dayanan anlamın,
fark edilip,yeniden çözümlenip,
yeniden anlamlandırılmasıdır.
Görme işlemi bilindiği gibi,gözde değil beyinde oluşmaktadır ve zihinsel bir faaliyet sonucudur.
Burada şu soru akla gelir hemen .
*İnsan gördüğünü nasıl görmekte ve gördüğü şeyi nasıl yorumlamaktadır ?*
*Görülenin algılanması,
tüm duyu organlarının aracılığı ile farkına varılanın,
herkes tarafından kendi anlayacağı şekilde yorumlanması denilebilir mi?*
Gerçeği imgeler ile yansıtma ;
Bilincin özelden öte,tümeli değerlendirmesi,
bireyselden öte, genele varması,
somut olayların genel yasalarının açığa çıkarılmasıdır da denilebilir.
Nesnel dünya üstüne bilgi edinme süreci,
etkin gözlemlemeden soyut düşünceye,
oradan da pratiğe doğru yol alır.
Nesne ya bütünüyle yada hiç bir biçimde ortaya çıkmaz,yalnızca betimlenir.
Bu yüzdendir ki ''sanat görüneni yansıtmaz , görünür kılar''( Paul Klee.) dan yola çıkarsak.
Fotoğrafta sanatçı,
tüm ussal birikimlerini kullanıp,
düşsel yolculuğundan topladıklarını,
kadraj içinde biriktirir.
Her imge de bir görme biçimi yatsa da,
bir imgeyi algılayışımız ya da değerlendirişimiz,
aynı zamanda görme biçimimize de bağlıdır.
*İnsanoğlunun etrafını saran tüm yaşamsal unsurlardan,
fark edebildiği nesnel gerçekliklerin,
kendine ait düşünsel dünyasında yorumlanmış halidir İMGE.
İmgeler yoluyla gerçekliğin yeniden üretilmesi,yansıtılmasıdır SANAT.*
(Esinlenmeler;Ernst Fischer,John Berger)

Bu haftanın konuğu José Ramón Domínguez Carnero‎.
Işığı az ve tek düze,
sadece renk kontrastı ile olabildiğince belirginleşiyor.
Çekim anının yada anlatılmak istenenin puslu görüntüsü.
Bir sonbaharda,bulutlu bir havanın öğleden sonrası.
Pek iç açıcı bir ruh hali değil.
Bir ayrılışın olabileceği gibi,
geriye dönüşün görüntüsü gibi.
İzleyenin ruh haline bırakmış sanki.
Tam merkezdeki modelin arkasının dönük olması,
modelin ifadesini izleyene bırakıyor.
Şaşkın belki,belki de üzgün kim bilir.
Belki de ağlıyor.
Buruk hisler barındırıyor olabilir de.
Sevinçli desem olmaz gibi.
Zamanına uygun, kıyafetinden belli.
Arka plandaki binaya bakarken,
yaşanmışlıklarını hatırlar gibi.
Her izleyen farklı bir hikaye yazabilir,
buna çok müsait bir kare.
İnsanoğlunun etrafını saran tüm yaşamsal unsurlardan,
fark edebildiği nesnel gerçekliklerin,
kendine ait düşünsel dünyasında yorumlanmış hali,
diyebilirmiyiz ?
Algılayışımız ya da değerlendirişimiz,
aynı zamanda görme biçimimize bağlı.
Ne var bunda,ne ışık var,ne renk diyebilirsiniz.
Uzun süre izlemeye değer bulduğum,
ışığın değerlerinin düşünmeme neden olduğu,
bu kare için, José Ramón Domínguez Carnero‎'ya,
teşekkürlerimle...
Bana göre aktarımı başarılı.

Ne zaman aktarılmak istenen de (içerik),
bir sorun olursa (eksik anlatım),
o zaman teknik eksikliklere dikkat kesiliyoruz.
Anlatım başarılı ise ve teknik baltalamıyorsa,
o zaman sesimiz çıkmak istemiyor.

Başka konuklar ile 'imge' üzerine gideceğim.
İlgisi olanlara duyurmak istedim.
Takip etmek isteyen takip eder.

Selam,sevgi ve saygı ile.

Selçuk Özgüleryüz.

Yorumlar